Bende Anksiyete Var Mı?

Anksiyete Nedir?

Anksiyete, kişilerin günlük yaşam stresi,kişisel ilişkiler, iş baskıları ve daha birçok belirti gösterebilir. İnsanların yaşamlarını etkileyen en yaygın psikolojik sorunların başında gelir. Anksiyete ile günlük hayatın doğal bir parçası olabiliyorken, aşırı şekilde yaşanması kişinin hayatını olumsuz yönde etkileyen bir rahatsızlık halini alır. Bu yazımızda anksiyete, anksiyete bozuklukları gibi pek çok konuya değineceğiz.

Anksiyete Nedir?

Anksiyete bilinen bir diğer adıyla Kaygı, gelecekte olabilecek olaylara dair, sürekli endişeli olma durumu olarak tanımlanır. Bu durum kimi zaman kişinin doğal akışında sorun yaratmaz iken, bazı kişilerin günlük yaşamını zorlaştırır ve gündelik işlevlerini yerine getiremez hale getirmelerini engeller. Anksiyete temel olarak bir tür hayatta kalma tepkisidir.Kişiyi tehlikeye karşı uyararak harekete geçmeye hazır hale getirir. Ancak tehlikenin olmadığı ya da tehditin abartıldığı durumlarda anksiyete kişinin yaşam kalitesini düşürür.

Anksiyete Ne demek?

Anksiyete kelimesi, Latince “anxietas” kelimesinden türetilmiş olup, “endişe” ve “kaygı” olarak dilimize çevirebiliriz. Anksiyete,1896 yılında Beard tarafından tanımlanan “nevrasteni” (sinir zayıflığı) başlangıçta anksiyeteyi ikincil dereceden bir belirti olarak tanımlıyordu. Ancak zaman içerisinde çeşitli yazarlar tarafından nevrasteni çeşitli sendromlara ayrılmaya başlandı. Anksiyete daha dikkat çekici hale geldi. (Nemiah, 1985) 1894 yılında Freud o döneme kadar nevrasteni içerisinde belirti olarak tanımlanan anksiyete, Freud ile bağımsız bir psikolojik durum olarak ele alınmaya başlandı. (Prof. Dr. Raşit Tükel- Panik Bozukluğu)

Anksiyete, psikoloji ve fizyolojik bir durum olarak iki boyutta ele alınabilir. Bu nedenle durumun anlaşılması, doğru yöntem ile tedavi edilmesi önemlidir.

Psikolojik Belirtiler:

  • Sürekli endişeli olma hali: Kişi belirgin neden olmadan sürekli olarak gelecekten endişe duyar.
  • Konsantrasyon güçlüğü: Dikkat ve odaklanma süreçleri etkilenir.
  • Uykusuzluk ve uyku sorunları: Kaygı yaşayan kişi uykuya dalmakta zorlanmanın yanısıra sık sık uykusu bölünür.
  • Sinirlilik: Kaygı olma hali kişilerin tahammül seviyelerini düşürebilir aynı zamanda büyük tepkiler vermesine neden olabilir.

Fizyolojik Belirtiler:

  • Hızlı Kalp atışı: Kaygı durumunda kalp atışınızın hızlandığını hissedebilirsiniz.
  • Kas gerginliği: Kaygı hali kasların gerilmesine yol açabilir. Özellikle boyun ve sırt kasları bu gerginlikten etkilenir.
  • Terleme ve titreme:  Kaygı durumunda terleme, sıcak basması ve titreme gibi belirtiler sıkça görülür.
  • Mide ve sindirim sorunları: Kaygı, mide bulantısı, karın ağrısı, ya da sindirim problemlerine yol açabilir.

Anksiyete Bozukluğu Nedir?

Normal düzeydeki kaygıdan farklı olarak, aşırı ve sürekli bir endişe hali ile karakterize edilen bir ruhsal sağlık sorunudur. Bu durum bireyin sosyal mesleki ve günlük işlevi ciddi etkileyebilir. Anksiyete bozukluğu genellikle sürekli bir huzursuzluk ve kontrol edilemeyen düşünceler kendini gösterir.

En Yaygın Anksiyete Bozukluğu Türleri

Genel Anksiyete Bozukluğu (GAB): Sürekli ve aşırı bir kaygı halidir. Kişinin günlük yaşam olayları hakkında orantısız endişe duyar.

Panik Bozukluğu: Ani ve yoğun kaygı atakları ile kendini gösterir. Panik atak sırasında kişi, öleceği ya da kontrolünü kaybedeceğini düşünebilir.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu (Sosyal Fobi): Sosyal ortamlarda aşırı derecede kaygı yaşama durumudur. Kişi diğer insanlar tarafından yargılanmaktan korkar ve bu durumdan kaçınır. 

Spesifik Fobiler: Belirli nesne veya durumlardan, örneğin yılanlar, yükseklik aşırı derecede korkma durumudur.

Sosyal Anksiyete Nedir?

Sosyal anksiyete bozukluğu, sosyal durumlarda aşırı derecede kaygı duyma ve utanma korkusu ile karakterize edilen bir anksiyete bozukluğu türüdür. Sosyal anksiyetesi olan kişiler, toplum içerisinde kendilerini yargılayacağından, utanç verici bir duruma düşeceklerinden veya toplum içinde küçük düşeceklerinden korkarlar. Bu kaygı nedeniyle sosyal ortamlardan kaçınabilirler ve günlük yaşam aktivitelerinde kısıtlamalar yaşayabilir.

Sosyal anksiyete belirtileri arasında şunlar bulunabilir:

  • Toplum içerisinde konuşma yapma korkusu
  • Yabancılarla tanışmaktan, konuşmaktan kaçınma
  • Sosyal durumlar arasında yoğun bir utanç hissi ve terleme 
  • Göz temasından kaçınma
  • Olumsuz değerlendirilme korkusu
  • Aşağılanma veya küçük düşme endişesi
  • Gelecek ile ilgili Endişe

Sosyal Anksiyetenin Fiziksel Belirtileri

Kalp Çarpıntısı: sosyal durumlarla karşı karşıya kaldığında  kalp atış hızında artış olur.

Terleme ve Titreme:  Yoğun kaygı nedeniyle titremesi ve aşırı terleme sıkça görülür.

Mide Problemleri: Mide bulantısı, sindirim sorunları ve rahatsızlık hissi yaşanabilir.

Kızarma: Yüzde kızarma, sosyal anksiyete yaşayan kişilerde sık rastlanan fiziksel belirlerden biridir.

Kas Gerginliği: Kaslarda gerginlik ve ağrı oluşabilir.

Sosyal anksiyete başkalarının değerlendirmesinde korkma ve sosyal durumlarda aşırı kaygı duyma ile karakterize edilen bir anksiyete bozukluğudur. Bu durum, kişinin günlük yaşamını ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir, Ancak tedavi edilebilir bir durumdur. Bilişsel davranışçı terapi, ilaç tedavisi ve sosyal beceri eğitimi gibi yöntemlerle sosyal anksiyete belirtileri kontrol altına alınabilir. Sosyal anksiyete ile mücadele eden bireylerin, bu durumun üstesinden gelmek için hem profesyonel yardım almaları hem de kendi başlarına bazı teknikleri uygulamaları önemlidir.

Anksiyete Belirtileri Bozukluğu ve Nasıl Yönetilir?

Anksiyete belirtileri bozukluğu yaşayan bireylerin günlük yaşamı, bu kaygı durumları nedeniyle oldukça zorlaşabilir. Anksiyete ile başa çıkma yöntemleri arasında terapi, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri bulunmaktadır.

Terapi

Bilişsel Davranışçı Terapi(BDT): BDT, anksiyete bozukluklarının tedavisinde en yaygın kullanılan terapi yöntemidir. Bu yöntem kişinin olumsuz düşüncelerini ve inançlarını değiştirmesine yardımcı olur.

Maruz Bırakma Terapisi: Kişiyi korktuğu duruma kontrollü bir şekilde maruz bırakarak korkularını yenmesine yardımcı olmayı amaçlar.

İlaç Tedavisi

Bazı durumlarda, doktorlar anksiyete tedavisi için ilaçlar reçete edebilirler. Antidepresanlar ve benzodiazepinler (yatıştırıcı ve ya sakinleştirici etkisi olan ilaç türüdür) gibi ilaçlar, anksiyete belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilirler. Ancak ilaç tedavisi her zaman uygun olmayabilir ve kişinin bir uzmanla bu konu hakkında detaylı bir şekilde görüşmesi gerekir.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Düzenli fiziksel aktiviteyi günlük yaşantıya dahil etmek önemlidir. Düzenli egzersiz yapmak kişinin endorfin salgılmasına yardımcı olarak kaygı hissini azaltacaktır. Yüksek miktarda kafein almak, sigara kullanmak ve alkol tüketmek kişinin sağlığını bozmasının yanında vücudan fiziksel zarar verir. Vücudun stres altında olması kişinin kaygı ve endişe hissini artıracak. Bu nedenle Kaygı ve endişe gibi duygularla baş etmek isteyen kişiler sağlıklı ve dengeli beslenmeyi yaşam biçimi haline getirmelidir. Günlük yaşantı sırasında yaşanan olaylar stres, üzüntü ve yorgunluk gibi duygulardan en az düzeyde etkilenmek için bireylerin hayatlarına meditasyon ve nefes egzersizlerini dahil etmeleri önerilir. Meditasyon yapan kişilerin kaygı ve endişe seviyeleri, meditasyon yapmayan kişilere oranla daha düşük olduğu saptanmıştır.

Anksiyete ve Depresyonun Ortak Fiziksel Belirtileri

Anksiyete ve Anksiyete Bozuklukları Arasındaki Fark

Anksiyete ve anksiyete bozukluğu arasındaki temel fark, anksiyetenin normalde herkesin zaman zaman yaşayabileceği bir duygu durumu olmasıdır. Örneğin, bir sınavdan önce veya önemli bir iş görüşmesi öncesi kaygı hissetmek doğaldır. Ancak bu kaygı durumu kişinin hayatını sürekli ve ciddi bir şekilde etkiliyorsa ve günlük aktivitelerini yerine getirmesini engelliyorsa bu durum anksiyete bozukluğu olarak değerlendirilir. Anksiyete bozukluğu, profesyonel tedavi gerektiren bir ruh sağlığı sorunudur.

Anksiyete Bozukluklarının Nedenleri

Anksiyete bozukluklarının nedenleri tam olarak anlaşılamamakla birlikte genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olarak kabul edilir. Bazı olası nedenler vardır. Genetik yatkınlık, ailede anksiyete bozukluğu geçmişi olan bireylerde bu bozukluğun ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir.

Beyin kimyası, beyindeki belirli kimyasalların(nörotransmitterler) dengesizliği, anksiyete bozukluğuna katkıda bulunur. Beyinde yer alan serotonin, dopamin ve norepinefrin halk arasında mutluluk hormonları olarak bilinen bu kimyasallar kişilerin ruh sağlığı için oldukça önemlidir. Bu hormanların eksikliğini yaşayan bireylerin uyku kalitesi düşer, hafıza performansları etkilenir, sindirim sistemlerinde sorun yaşayabilir ve aşırı yeme ya da hiç yememe gibi durumlar yaşayabilirler.

Çocukluk döneminde yaşanan travmalar, kötü muamele veya değer verdiği kişiyi kaybetme gibi önemli yaşam olayları anksiyete bozukluklarına yol açabilir.

Anksiyete, modern toplumlarda oldukça yaygın olan ve bireylerin yaşamlarını etkileyebilen bir durumdur. Günlük kaygılarla baş edebilmek normal olsa da bu durum sürekli hale geldiğinde ve hayat kalitesi düşürdüğünde anksiyete bozukluğu olarak adlandırılır. Anksiyete bozuklukları tedavi edilebilir ve bu konuda çeşitli terapi yöntemleri, ilaçlar ve yaşam tarzı değişiklikleri gibi birçok seçenek mevcuttur.

Anksiyete ile mücadele eden bireylerin, bu süreçte profesyonel yardım almasının ve kendilerine iyi bakmasının önemi büyüktür. Anksiyete doğru tedavi ve destek ile yönetilebilen bir durumdur. ve kişinin yaşam kalitesini artırmak mümkündür. Anksiyete yaşamak hayat kalitenizin düşeceği ve yalnız kalacağınız anlamına gelmez. Yardım alarak anksiyete ve diğer pek çok psikolojik rahatsızlık ile baş edebilirsiniz. Anksiyete ile mücadele edebilmek için şimdi randevu alın. Kendiniz için önemli ilk adımı atın.

Anksiyete Tiki Nedir?

Anksiyete tiki, kaygı durumları sırasında ortaya çıkan istemsiz hareketler veya davranışlardır. Bu tikler; göz kırpma, omuz silkme, parmak çıtlatma gibi farklı şekillerde kendini gösterebilir. Genellikle yoğun kaygı ve stres durumlarında ortaya çıkar ve kişinin kendini rahatlatma ihtiyacını yansıtır. Anksiyete tiki tedavisi, kişinin anksiyetesi üzerinden çalışılarak ve gerekirse terapi ya da ilaç tedavisi ile yapılması mümkündür. 

Anksiyete Testi

Anksiyete testi, bireylerin ne düzeyde kaygı yaşadıklarını anlamalarına yardımcı olan bir değerlendirme aracıdır. Genellikle sorular, kişinin belirli durumlarda nasıl hissettiğini, kaygı düzeyini ve belirtilerini ölçmeye yöneliktir. Bu test, sağlık profesyonelleri tarafından uygulandığında daha güvenilir sonuç verir. Online olarak da çeşitli anksiyete testleri bulunsa da, bu testlerin sonucuna dayanarak kendi kendine tanı koymak yerine bir uzmana danışmak önemlidir. 

Anksiyete ve Depresyon Arasındaki Farklar

Anksiyete, kişinin gelecekteki olaylar ve durumlarla ilgili hissettiği yoğun endişe ve kaygı duygusudur. Bu kaygı, genellikle potansiyel tehlike ve tehditlere karşı bir tür uyarı sistemi gibi çalışır. Kaygı, genellikle geleceğe yönelik korku ve endişe ile ilişkilidir. Kişi olumsuz olayların gerçekleşeceğine dair sürekli bir beklenti ve kaygı içerisindedir. Kaygı, kendisini yoğun endişe, tedirginlik ve stres duygularıyla kendini gösterir. Bu psikolojik rahatsızlıkta kişi “ya bir şeyler ters giderse” şeklinde bir kaygı ve endişe taşır. 

Depresyonda ise kalıcı bir üzüntü, mutsuzluk ve hayattan zevk alamama hali ile karakterize edilen bir duygu durum bozukluğudur. Depresyon rahatsızlığı yaşayan kişi düşünceleri, hisleri ve davranışları olumsuz yönde etkilenir. Depresyon yaşayan kişiler sürekli üzüntü, değersizlik hissi, umutsuzluk ve boşluk duygusuyla karakterizedir. Kişinin yaşamın anlamsız olduğu hissine kapılır ve genel olarak zevk aldığı şeylere karşı ilgi kaybı yaşar.

Anksiyete ve Depresyon Arasındaki Fiziksel Farklılıklar

Anksiyete bozukluğu olan kişilerde sıklıkla hızlı kalp atışı, terleme, titreme mide bulantısı ve kas gerginliği gibi belirtiler görülür. Bu belirtiler, bedenin “savaş ya da kaç” tepsikisinin bir parçası olarak ortaya çıkar. Kişiler uykuya dalmakta güçlük çekebilir ve gece boyunca uykularından sık sık uyanabilirler. Endişeli ruh halleri nedeniyle uyku düzenleri bozulabilir.

Depresyon yaşayan kişiler ise yorgunluk, iştah kaybı yada artışı, uykusuzluk ve aşırı uyuma gibi belirtilerle ön plana çıkar. Depresyondaki kişilerde enerji seviyelerinde düşüş ve sürekli yorgunluk hissi yaygındır. 

Anksiyete ve Depresyon Arasındaki Tepki ve Davranış Farkları

Anksiyete bozukluğu olan kişiler endişe ve kaygı duygularını kontrol altına alabilmek için çeşitli kaçınma davranışları sergilerler. Örneğin, belirli ortamlardan veya durumlardan uzak durabilirler.Endişeli ve kaygılı olma hali kimi zaman durumlar özel durumlar için yaşansa da kimi zaman bu ruh hali uzun sürebilir. Bu anlarda uzman yardımı almak önemlidir.

Depresyon yaşayan kişiler ise sosyal çekilme ve izole olma eğilimindedir. Ayrıca, kişisel bakım ve günlük aktiviteler konusunda motivasyon eksikliği gösterirler. Depresyon uzun süreli bir durumdur.Haftalar, aylar boyunca sürebilir. Kişinin işlevselliğini ciddi şekilde etkileyebilir ve tedavi gereklidir.

Anksiyete ve Depresyon Arasındaki Tedavi Farklılıkları

Anksiyete bozukluğu tedavisinde, kaygıyı kontrol altına almak için bilişsel davranışçı terapi (BDT), gevşeme teknikleri ve gerektiğinde anksiyolitik ilaçlar kullanılır.

Depresyon tedavisinde ise antidepresan ilaçları, psikoterapi (özellikler bilişsel davranışçı terapi ve kişilerarası terapi), bazı durumlarda da yaşam tarzı değişikliği önerilir.

Anksiyete ve depresyon, belirtileri birbirlerine benzer gibi görünse de, temelde farklı duygusal ve zihinsel süreçlere dayanır. Anksiyete gelecek ile ilgili endişe ve korkularla ilgilenirken, depresyon geçmiş ve mevcut durumlarla ilgili umutsuzluk ve değersizlik duygularına odaklanır. Her iki durum da tedavi edilebilir ve bu nedenle belirtileri yaşayan kişilerin bir ruh sağlığı uzmanına başvurması önem taşır.

Anksiyete ve Depresyon Ortak Belirtileri Nelerdir?

Yaygın görülen her iki ruh sağlığı durumu olmasına rağmen, birçok yönden benzerlik gösterir ve sıklıkla bir arada bulunurlar. Bu iki rahatsızlık arasındaki bağlantı ve benzerlikler, onları anlamak ve uygun tedavi yöntemlerini belirlemek açısından oldukça önemlidir. İşte anksiyete ve depresyon arasındaki benzerlikler:

Her iki durum da kişinin ruhsal ve fiziksel sağlığını etkiler ve benzer belirtiler kendini gösterebilir. bu belirtiler şunlardır:

Sinirlilik  

Huzursuzluk

Yorgunluk 

Enerji kaybı

Konsantrasyon bozukluğu

Uyku bozuklukları

Anksiyete ve Depresyonun Ortak Fiziksel Belirtileri

Her iki ruhsal rahatsızlıkta da çeşitli fiziksel belirtiler ortaya çıkabilir. Ortak olarak görülen fiziksel belirtiler ise şunlardır:

  • Baş ağrısı
  • Sindirim problemler
  • Kas gerginliği

Beyin Kimyası ve Nörotransmitterler

Anksiyete ve depresyon arasındaki bir diğer önemli bağlantı, beyin kimyası ve nörotransmitterler( nöronlar arasında veya bir nöron ile başka bir tür hücre arasında iletişim sağlayan kimyasallara nörotransmitter veya nörotransmitter denir) üzerindeki etkilerdir. Her iki durumda da beyin kimyasındaki belirli nörotransmitterlerin (serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi) dengesizlikleriyle ilişkilendirilir. Bu nedenle, depresyon ve anksiyete bozukluklarının tedavisinde benzer ilaçlar kullanılabilir.

Biyolojik ve Genetik Yatkınlık

Anksiyete ve depresyonun her ikisinin de genetik ve biyolojik faktörlerle bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Ailede bu tür bozukluklar varsa, bireyin ruh hastalıklarını geliştirme riski artabilir. Genetik yatkınlık, bu iki rahatsızlığın bir arada bulunma olasılığını da artırır.

Olumsuz Yaşam Olayları ve Stres

Hem anksiyete hem de depresyonun olumsuz yaşam olayları ve yoğun stres ile tetiklenebilir. İş kaybı, sevilen birinin kaybı, finansal zorluklar ya da travmatik olaylar gibi durumlar, bu iki rahatsızlığın da ortaya çıkmasına ya da kötüleşmesine neden olabilir. Ayrıca, sürekli stres altındaki bir kişinin zamanla hem anksiyete hem de depresyon belirtileri göstermesi oldukça yaygındır.

Birbirini Besleyen Döngü

Anksiyete ve depresyon çoğu zaman bir arada görülür ve birbirini besleyebilir. Örneğin yoğun kaygı hali zamanla kişinin umutsuz hissetmesine ve depresyon geliştirilmesine neden olabilir. Aynı şekilde, depresyonda olan bir kişi olumsuz düşünceler ve motivasyon kaybı nedeniyle yoğun kaygı yaşamaya başlayabilir. Bu durum, “kaygılı depresyon” olarak bilinir ve kişinin ruhsal durumunu daha karmaşık hale getirebilir.

Sosyal İzolasyon ve İşlev Kaybı

Her iki ruhsal rahatsızlık da kişinin sosyal yaşantısının ve işlevselliğini ciddi şekilde etkileyebilir. Depresyon, kişinin kendini toplumdan izole etmesine neden olabiliyorken, sosyal anksiyete de sosyal durumlarla ilgili korkaklar nedeniyle kişinin çevresinden uzaklaşmasına yol açabilir. Sonuç olarak, hem anksiyete hem de depresyon kişinin iş, okul ve sosyal hayatındaki işlevselliğini azaltmasına yol açabilir.

Tedavi Yöntemleri

Her iki ruhsal durumda da benzer tedavi yaklaşımları kullanılabilir. En yaygın tedavi yöntemleri arasında psikoterapi, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri bulunmaktadır.

  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Yaygın olarak kullanılan etkili bir tedavi yöntemidir. Bu terapi bireylerin olumsuz düşünce kalıplarını fark etmelerini ve  değiştirmelerini amaçlayarak yardımcı olur.
  • İlaç Tedavisi: Antidepresanlar hem depresyon hem de anksiyete bozukluklarının tedavileri için kullanılan ilaçlardır. SSRI(serotonin geri alım inhibitörleri) gibi ilaçlar her iki rahatsızlık durumunda da kullanılarak belirtilerin hafifletilmesi amaçlanır.
  • Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Kişinin hayatını düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, meditasyon eklemesi ile stresinin azaltılması rahatsızlık belirtilerinin de azaltılmasına yardımcı olabilir.

Ortak Duygusal Deneyim

Anksiyete ve depresyonun bir diğer önemli benzerliği ise kişilere yaşattıkları duygusal deneyimlerdir. Her iki ruhsal rahatsızlık da kişinin olumsuz duygular yaşamasına, gelecek ile ilgili kaygı, endişe ve üzüntü hissetmesine neden olur. Anksiyete daha çok kişinin gelecekte yaşanacak olumsuz olaylarlara dair sürekli endişe, korku ve kaygı duymakla ilişkilendirilirken. Depresyon, kişinin geçmiş ya da mevcut durumları hakkında umutsuzluk ve değersizlik hissetmesi ile ilgilidir. Her iki durumda da kişi kendisini sıkışmış, çaresiz, umutsuz ve mutsuz hissedebilir.

Anksiyete ve depresyon birçok yönden benzerlik gösteren ancak farklı belirtilerle ortaya çıkan iki ruh sağlığı problemidir. Ortak belirtileri, biyolojik, çevresel nedenleri , tedavi yöntemleri birbirleri ile yakından ilişkilidir. Bu iki Rahatsızlık sıkça bir arada görmek mümkündür ve kişilerin yaşam kalitelerini, işleveselliklerini ciddi şekilde kötü etkiler. Bu neden her iki ruhsal rahatsızlık belirtileri gösteren bireylerin uygun teşhis ve tedavi planı oluşturmak için uzmana başvurması oldukça önemlidir. Uygun tedavi ve destek ile rahatsızlıklarla başa çıkmak ve yaşam kalitesini artırmak mümkündür.

Bu makalede anksiyete nedir, belirtileri nelerdir, anksiyete bozuklukları türleri ve depresyon ile arasındaki ilişkiye kadar birçok konuyu ele aldık. Anksiyete ile mücadele etmek bireyler için zorlayıcı bir süreç olabilir. Ancak imkansız değildir. Profesyonel yardım, ilaç tedavisi , yaşam tarzı değişiklikleri ve yakınlardan alınan destek ile anksiyete bozukluğu  aşamayacağınız bir problem değildir.  Anksiyete probleminiz varsa şimdi ilk adımı atmanın tam zamanı. Şimdi online randevunuzu oluşturun. Anksiyete ile ilgili tüm problemlerinizi beraber çözelim.

About Author: